TÜİK 2018 verilerine göre doğuşta beklenen yaşam süresi artıyor, nüfus yaşlanmaya devam ediyor. 65 yaş ve üzerindeki nüfus için oranlar; 2018 yılında %8,7, 2023’te %10,2, 2040’da %16,3, 2060’ta %22,6 ve 2080’de %25,6 olarak öngörülüyor. Veriler 65 yaşındaki bir kişinin kalan yaşam süresinin ortalama 17,8 yıl olduğunu gösteriyor.
Hem yaşlı nüfus olarak adlandırılan bu kesimde görülen sayısal artış hem de uzayan yaşam süreleri çeşitli önlemleri gerekli kılıyor. Sağlıklı yaşlanma nasıl olur sorusu ise cevap vermemiz gereken en önemli konulardan biri.
İlerleyen yaş ile birlikte sağlıkta ve vücutta yaşanan pek çok değişim var. Bunlardan tamamen kaçmanın yolu olmasa da etkilerini azaltabilir ve süreci yönetebilirsiniz. Bunlar aslında hep duyduğumuz şeyler olsa da hayat tarzı haline gelmeleri için daha çok benimsenmeleri gerekiyor.
Her şeyin başı temiz beslenme
Eskiden sağlıksız beslenirken kilo almadığınız halde yaş ilerledikçe bu durumun tersine döndüğünün farkındasınız, değil mi? Neden, çünkü yaş ile birlikte metabolizmanın çalışma hızı da yavaşlıyor. Bu hızı arttırmanın bazı yolları olsa da en iyi ve en doğru çözüm beslenme alışkanlıklarında bazı değişikliklere gitmekten geçiyor.
- Beslenmenizin temelini sebze, meyve,lifli gıdalar, tahıllar ve yağsız et çeşitlerinin oluşturmasına özen gösterin. Yemeğinizi bir başkası yapıyorsa, bu kişinin sağlık durumunuz ve diyetinizin bilince olduğundan emin olun.
- Market alışverişini yapmakta zorlanıyorsanız aile yakınınız ya da bir komşunuzdan destek isteyebilirsiniz. Yeterli ve dengeli beslenmek bu yardımı almanız çok değerlidir.
- Yeterli seviyede su içmeye özen gösterin.
- İmkanınız varsa yemeklerinizi tek başına yememeye çalışın. Arkadaşlar, komşular ya da aile ile birlikte oturulan sofralar sizi yemeye teşvik edecektir. Unutmayın, çok yemek kadar az yemek de sağlığınız için tehdit oluşturur.
- Sigara kullanıyorsanız bunu kademeli olarak azaltın. Bu konuda kendinizi tek başına hissediyorsanız Sigara Bırakma Polikinikleri’nden destek alabilirsiniz.
Sağlıklı Yaşam için Egzersiz
T.C. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan Sağlık Yaşam Rehberi’ndeki Yetişkin Sağlığının Korunmasında Temel Yaklaşımlar bölümünde sayılan ilkelerden biri de düzenli egzersizdir. Erken yaşlarda edinilen alışkanlıkların katkısı daha çok olsa da bu spora başlak için geç kaldığınız anlamına gelmiyor. Unutmayın spor yapmak ya da sağlıklı alışkanlıklar edinmek için son kullanma tarihi yoktur.
Herhangi bir egzersize başlamadan önce doktorunuza danışmayı, sağlık personelinden gelen öneriler ile hareket etmeyi unutmayın. Pes etmenize neden olacak zorlukta aktivitelerde bulunmamaya özen gösterin. Seviyeleriniz gözetim altında olmalı ve adım adım arttırılmalıdır. Yürümek, bahçe ile ilgilenmek, yüzmek, bisiklete binmek ya da yoga gibi aktivitelerden size uygun olan herhangi birini tercih edebilirsiniz.
Egzersizin saymakla bitmeyecek pek çok faydası vardır. Bunlardan bazıları;
- Bağışıklık sistemi güçlendirir.
- Alzheimer hastalarının kas gücünü arttırma; demans hastalarının hafızalarını güçlendirmelerine destek olur.
- Spor aktiviteleri beynin mutluluk hormonu salgılamasına yardımcı olur.
- Esnekliği artırır, dengede durmayı kolaylaştırır.
- Kronik ağrıların azalmasına yardımcı olur.
- Uyku kalitesini artırır.
Zihni Güçlendirmenin Yolları
İşleyen demir ışıldar! Emeklilik ya da sorumlulukların azalıp çocukların evden ayrıldığı dönemlerde beyni aktif tutacak ve yaratıcılığınızı besleyecek aktiviteler ile ilgilenmek sizi canlı tutar. Hafıza ya da kelime oyunları, bulmacalar, satranç ya da yeni bir dil öğrenme, el işleri gibi aktiviteler beyninizin canlı kalmasına yardımcı olur.
Hayatla bağı koparmadan pozitif yaş almak mümkün
Yaş almak başta sadece rakamların ilerlemesinden ibaretmiş gibi görünüyor. Belki de bu yüzden ilk başlarda gerekli önlemleri alarak gerekli hayat değişikliklerini yapmakta gecikiyoruz. Zamanla kaybedilen yakınlar, yaşanan sağlık sorunları ve artan bağımlılık oranları ile gerçek zorluklar ortaya çıkıyor. Bu ruh değişimlerini hissetmek son derece normal olmakla birlikte, kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacak birkaç ipucumuz var:
- Nasıl hissettiğiniz hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Duygularınızı içinize atmak yerine bir arkadaş, aile yakını ya da bir topluluk ile paylaşabilir ya da imkanınız varsa profesyonel yardım almaya düşünebilirsiniz. Bunlardan hiçbiri sizin için uygun değilse çocukluk döneminde içimizi açtığımız günlükler hayatınızın bu döneminde de en yakın dostunuz olacaktır.
- Varlığına şükrettiğiniz şeyleri hatırlamayı ve anmayı unutmayın. Bunlar sizi hayata bağlar ve yaşam enerjisi sağlar.
- Sosyalleşmek için belli bir yaş ya da mekan yok, bunu unutmayın. Halk Eğitim merkezleri tarafından verilen kurslar ile hem yeni insanlarla tanışabilir hem de yeni beceriler kazanabilirsiniz. Dernekler de yardımcı görevlerde bulunabilir, böylece hem kendinizi psikolojik olarak daha tatmin olmuş hisseder hem de insanlarla iletişim halinde kalmış olursunuz.
- Ertesi gün ne yapacağının belli olmadığı belirsiz günler geçirmek, hayatla olan bağların zayıflamasına ve kişinin kendisini yararsız hisssetmesine neden olur. Bu hislerin önüne geçmenin pek çok yolu var. Hareket kabiliyeti ve sağlık durumunu çerçevesinde yapılacak seyahat planları, müze gezileri ya da dernek faaliyetleri olabileceği gibi yakınlarla vakit geçirmek gibi çok basit gibi görünen detayların pek çok faydası vardır. Önemli olan büyük küçük demeden, ertesi gün yataktan kalkmanızı sağlayacak ilgi alanları bulmaktan geçiyor.